Geçmişte sektör dergilerinden birinde de yayınlanmış eski bir yazımdı… Eski blog’um gibi burada da bulunup birilerine faydalı olur diye düşündüm.
Keyifli okumalar…
Son yıllarda CCTV sektöründe anolog kamera ve yarı dijital kayıt cihazları yerlerini IP Kameralara ve bunların kayıt sistemlerine bırakmakta.
IP CCTV sistemlerinin ilk yıllarında kayıtlar ancak üreticilerin tanımladığı yazılımlar aracılığı ile gerçekte sistemin doğrudan bir parçası olmayan bilgisayarlara kayıt edilebiliyordu. Bu durum birçok sıkıntıyı da beraberinde getiriyordu;
Entegratör firmaların anolog sistemlerde kayıt için dijital kayıt cihazlarını kullanmaları yeterliydi ve bu ürünler kameralar ile birlikte aynı marka altında bulunmaktaydı. Serverlar ise bu üreticilere ait olmayıp piyasadan ayrıca tedarik edilmeliydi, bu durum uç birimlerdeki standardı merkezi kayıt ünitesinde ortadan kaldırmakta ve yanlış bilgisayar seçimi ile zaten anolog CCTV ye göre daha pahalı olan ve geçişin sancılı olduğu bu süreçte IP CCTV sistemlerine daha işin başında bir engel getirmişti. Dolayısı ile ne IP kameradan ne de üreticinin kayıt yazılımından kaynaklanmayan, yanlış seçilmiş yetersiz bilgisayarların getirdiği problemler doğrudan sistemin bir sorunu olarak algılanmaya başlanmıştır.
Günlük iş akışımız içerisinde networkümüzde kullandığımız merkezi server bilgisayarlarımız gün içinde değişen yoğunlukta veri işliyor ve kayıt ediyor ancak aynı makineler CCTV sistemlerinde kullanıldığında çok daha fazla boyutlarda veriyi 24 saat aralıksız ve yüksek performansta işleyerek kayıt etmesi gerekiyor, bu da bilgisayar tasarımcılarının öngörmediği bir durum.
Bu sorunu gözlemleyen IP CCTV üreticileri ise tıpkı önceki nesil CCTV sistemlerinde olduğu gibi standalone yapıda ve IP kamera kaydı yapabilecek cihazlar tasarladılar. Bu yeni nesil kayıt ediciler ilk önce hybrid yapıda üretildi ve hem anolog kameraları hem de IP kameraları kayıt edebilirken sonrasında yalnızca IP kameraları kayıt eden NVR (Network Video Recorder) cihazları üretildi. Bu sayede IP CCTV sistemlerinde de bir bilgisayara bağımlı olmadan çok daha kararlı yapıda çalışan kayıt yöntemi elde edilmiş oldu.
Bunun sonrasında ise başka bir sorun karşımız çıktı; bu da çok sayıda kamerayı kayıt etmek ya da IP CCTV nin bizlere kazandırmış olduğu en önemli unsur olan Megapixel videoların kayıt edilmesi…
HUAWEI NVR
İlk NVR cihazları aynı anolog CCTV de olduğu gibi 16 kanal (4CIF) ile sınırlı üretildiler. Ancak onlarca, yüzlerce standart ya da Megapixel kameraların kullanıldığı projelerde bu 16 kanal 4CIF kapasitesindeki NVR lardan onlarca kullanmak gerekiyordu, bu da gereksiz yer işgali, çok fazla cihazı yönetmenin zorlukları ve yüksek maliyetler olarak sorunlar getiriyordu. Buna karşılık bu kez de çok daha yüksek kapasiteli NVR üniteleri tasarlandı ve NAS (Network Attached Storage cihazları üretildi. NAS üniteleri NVR cihazlarına göre çok daha yüksek kapasiteleri desteklemekle birlikte Megapiksel çözünürlükleri yönetmek ve uzun süreler kayıt etmek de artık problem olmaktan çıkmış oldu…
IP CCTV için kayıt konusunda yaşanan bu gelişmeler ile birlikte artık yüksek çözünürlüğün işlenmesi ve kayıt edilmesi sorun olmaktan çıktığından üreticiler Megapiksel kameraları geliştirmeye ağırlık verdiler ve 2,3 ve 5 Megapixel sabit kameralar ile 1.3 ve 2 Megapixel Speeddome kameralar üretildi.
Tüm bu gelişmelerin ışığında IP CCTV sistemleri günümüzde her boyuttaki projelerde ve çözümlerde güvenle kullanılabilir bir yapıya kavuşmuştur…